Ergenekon ve Odatv davası sanıklarından ikisi daha paralel yapılanmanın kendilerine kumpas kurduğu iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ergenekon davasından yargılanıp ağır hapis cezası alan emekli Albay Muzaffer Tekin, halen 'kumpas' soruşturması yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gelerek aralarında Hasan Hüseyin Özese ile Zekeriya Öz’ün de bulunduğu hakim ve savcılar hakkında müşteki sıfatıyla ifade verdi, şikayetçi oldu. Halen görülmekte olan Odatv davasında sanık olan Barış Pehlivan da aynı soruşturma kapsamında ifade verdi. Pehlivan, paralel çetenin emniyet ve yargı ayağı olmak üzere, haklarında suç uydurduğunu ileri sürdüğü tüm şüphelilerden şikayetçi oldu.
01.11.2014 15:31 Ergenekon davası hükümlüsü Muzaffer Tekin ile Odatv davası sanığı Barış Pehlivan kumpas soruşturmasında savcılığa ifade verdi. Ergenekon davasından yargılanan ve 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan emekli Albay Muzaffer Tekin “kumpas” soruşturması kapsamında aralarında Hasan Hüseyin Özese ile Zekeriya Öz’ün de bulunduğu hakim ve savcılar hakkında suç duyurusunda bulundu.
TEKİN: KAMU DAVASI AÇILSIN
Emekli Albay Tekin, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek, “Ergenekon kumpası” soruşturmasını yürüten Savcı Mesut Erdinç Bayhan’a şikayet dilekçesini sundu. Tekin, Ergenekon davasının görüldüğü, kapatılan 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, üye hakimler Hüsnü Çalmuk ve Sedat Sami Haşıloğlu ile savcılar hakkında “Anayasal düzene karşı suç, görevi kötüye kullanmak, deliller üzerinde tahrifat yapmak, adil yargılamayı etkilemek ve diğer suçlardan” kamu davası açılmasını istedi.
Tekin, dilekçesinde, davanın sanığı, tanığı ve aynı zamanda gizli tanığı olan Osman Yıldırım’ın gizli tanık yapılmadan bir gün önce Ergenekon davası soruşturma ekibinde yer alan Mehmet Karabörk tarafından özel görüşme yapılarak Danıştay davası ile Ergenekon davasının birleştirilmesi için yönlendirildiğini belirtti.
PEHLİVAN: ODATV DAVASI PARALEL ÇETENİN KOMPLOSU
Ergenekon soruşturması kapsamında açılan Odatv davasında 20 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan gazeteci Barış Pehlivan, paralel yapıya yönelik kumpas soruşturması yürüten savcılığa ifade verdi.
Pehlivan, "İçinde polis, savcı ve hakimlerin de bulunduğu bir çete tarafından komployla hapse atıldım. Odatv davası, Gülen Cemaati'nin Emniyet ve Yargı içinde örgütlü olduğu çetenin bir komplo davasıdır. Hakkımızda üretilen sahte delillerle bu komplonun mağdurlarıyız. Başta bu komployu gerçekleştiren çetenin Emniyet ve Yargı ayağı olmak üzere, hakkımızda suç uyduran tüm şüphelilerden şikayetçiyim" dedi.
Odatv sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, dün kumpas soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ifade verdi. Paralel yapıdan şikayetçi olan Pehlivan, 14 Şubat 2011 tarihinde Odatv soruşturmasında Ergenekon terör örgütü üyeliği suçundan tutuklanmasına neden olan delillerin sahte dijital dosyalardan oluştuğunu ifade etti. Odatv çalışanı Müyesser Yıldız'ın bilgisayarında bulunduğu iddia edilen "Ulusal Medya 2010", "SY", "Hanefi" ve "Hocadan Notlar" isimli word dosyalarına dayanılarak tutuklandıklarını belirten Pehlivan, bu dijital dosyalar üzerinde üniversitelere değil de şikayetçi olduğu polislere rapor hazırlatıldığını vurguladı. Polislerin raporlarında dijital dosyalarda virüs olup olmadığı konusunda görüş bildirilmediğini, ancak virüs olmadığı yönünde kanaat belirterek mahkemeyi yanılttıklarını anlattı.
KORSAN SALDIRIYI TÜBİTAK ORTAYA ÇIKARDI
Yargılama aşamasında TÜBİTAK'ın hazırladığı raporda ise Odatv bilgisayarlarına korsan saldırının tespit edildiğini dile getiren Pehlivan, "Bu raporda aynı kaynaktan, aynı tarih ve saatte yani 05/02/2011 gecesi, üç ayrı bilgisayara da sosyal mühendislik yoluyla aynı trojanla saldırı yapıldığı ifade edilmiştir. Yani uzaktan virüs aracılığıyla bizim bilgisayarlara dosya atılmış olduğu TÜBİTAK tarafından ifade edilmiştir" ifadesini kullandı.
Odatv davası sanıklarından Müyesser Yıldız'a daha bilgisayarındaki dosyalar bulunmadan yarım saat önce 11 soru yöneltildiğini kaydeden Pehlivan, "Yani ortada olmayan dosyalar üzerinden sorgulama yapılmıştır. Soruşturmayı yürüten polisler elinde bu dosyalar mevcuttu. Önce bilgisayarlarımıza koydular sonrada bizi gözaltına aldılar. Gerçeğe aykırı rapor düzenleyen polis memurlarından şikayetçiyim" dedi.
ELLERİYLE KOYDUKLARI GİBİ BULDULAR
Pehlivan, savcılığa sunduğu 5 sayfalık dilekçede ise şu ifadelere yer verdi:
"İçinde polis, savcı ve hakimlerin de bulunduğu bir çete tarafından komployla hapse atıldım. Polisler 14 Şubat 2011 tarihinde yaptıkları ilk gözaltı operasyonu sonucunda 35 ayrı bilgisayar hard diski, 3 bin 95 arşiv kaseti, bin 906 CD/DVD, 471 Mini DV kaset ve 21 VHS kasete el koydu. İddiaları o ki tutuklanmama gerekçe gösterilen imzasız dijital word sayfalarını, milyonlarca veri içinden 48 saatten kısa sürede hemen buldular! Bu teknik olarak imkansıza yakındır. İnsan ancak kendi koysa bu kadar kolay bulur. Ve zaten gerçek şu ki polislerin de içinde olduğu devlet içindeki çete, bilgisayarlarımıza kendi koydukları dosyaları hemen ortaya çıkardılar."
GÜLEN ÇETESİNİN KOMPLOSU
134 sayfalık Odatv iddianamesinde "Fethullah Gülen ve Cemaat" kelimelerinin 111 kez geçtiğini vurgulayan Pehlivan, "Odatv davası, Gülen Cemaati'nin Emniyet ve Yargı içinde örgütlü olduğu çetenin bir komplo davasıdır. Ben ve bu soruşturma kapsamında şikayetçi olan diğer gazeteciler, hakkımızda üretilen sahte delillerle bu komplonun mağdurlarıyız. Başta bu komployu gerçekleştiren çetenin Emniyet ve Yargı ayağı olmak üzere hakkımızda suç uyduran tüm şüphelilerden şikayetçiyim" ifadelerini kullandı.
Pehlivan'ın avukatı Hüseyin Ersöz ise Odatv çalışanlarının, dönemin İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürü emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer hakkında haberler yaptığı için hedef alındığını ifade etti.
(01 Kasım 2014, 15:31)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: